Yakın zamanda evrim değiştiren spor anlayışı ile birlikte, Japonya'da tek kişilik, güç ve zekaya dayalı savunma sporlarının yanınsıra, golf ve beyzbol benimsenirken, 1980li yıllar ile birlikte insanların hayatında o büyülü top yer etmeye başladı.

 Japonların çocuklarına yeni şeyler öğretmede çok başarılı bir yöntemleri vardır: Çizgi filmler. Dünya klasikleri, bilimkurgu çerçevesinde hevesle uzayı tanıtma çabası, arkadaşlık ve aile ilişkileri, okulöncesi eğitim ve elbette sporların gençlere tanıtımında en önde gelen araç hep çizgi filmler olurken biz dâhil birçok dünya ülkesi de bu yolu benimsemiştir. Hepimizin aileden kabul ettiği Heidi, birlikte 80 günde dünyayı dolaştığımız Phileas Fogg ve evrenimizi koruyan Voltran gibi örneklerin yanına gol kralı Moero nam-ı diğer Benjamin ve akrobatik vuruşların kralı Tsubasa gibi çocuk futbolcuların eklenmesi yirminci yüzyılın son çeyreğinde Japonların bu spora ilgilerini hiç olmadığı kadar artırmıştır.

Hikaye modern Japonya'da geçer. İlk bölüm Tsubasa Ozara'nın annesiyle beraber Nankatsu Şehrine taşınmasıyla başlar. Serinin ana karakteri olan Tsubasa büyük bir futbolcu olmayı hayal eden yetenekli bir çocuktur. Bütün seri Tsubasa'nın değişik turnuvalarda oynadığı maçlar üzerine kurulmuştur.

İşte bu doğrultuda ilk futbol yapılanması, 1965’ten o zamana kadar amatör spor kulüplerini bir araya getiren Japonya Futbol Ligi’nin (JSL) yerini daha ciddi bir yapılanma içerisindeki J-League’e, diğer bir deyişle profesyonel futbola bırakmasıdır. 1992 yılında sadece 9 kulüple kurulan lig, ilk iki yıl emekleme dönemini geride bırakırken futbol Japonya’da bir patlama gerçekleştirir ve kısa sürede izleyici sayısı baş döndüren bir hızda artar. Ancak bir süre sonra bu patlamanın en önemli dişlileri olan yabancı futbolcular ligi bir çıkmaza sürüklerler. Zico, Santos, Bismarck, Stojkovic, Ramon Diaz ve Buchwald gibi ilgi çeken sporcuları ligde tutabilmek oldukça yüksek paralar harcamayı gerektirmiş ve o dönemde ekonomide yaşanan durgunluk kulüplerin hayat damarı olan sponsorların birer birer elini eteğini futboldan çekmesine sebep olmuştu. Bu tıkanıklığı aşmak için yapılan çalışmalar sonucunda J-League’in daha modern ve daha profesyonel bir kimlik kazanması için ortaya birtakım fikirler atılmış ve en mantıklıları kabul görmüştür. Bunların belki de en önemlisi bir İkinci Lig (JL2) oluşturulması ve ligin daha rekabetçi bir şekle sokulması idi. Bir diğeri ise daha sembolik bir önem taşıyan “100. Yıl Vizyonu” çerçevesinde Japonya’ya toplamda 100 profesyonel futbol kulübü kazandırılmasına dair hedefti.

Sistem işe yaramıştı ve amatör zeminde kurulup JL2’ye dâhil olan bazı kulüpler, zamanla binlerle anılan seyirci topluluklarına oynamaya ve ardından JL1’e yükselmeye başlamışlardı. Artık 1. ligde daha çok takım vardı ve hemen bir alt grupta onlara katılmayı dört gözle bekleyen başarıya aç takımlar yer alıyordu. Küme düşme kavramının Japon futboluna girmesiyle ligin sonları daha heyecanlı geçmeye, takımlar daha fazla çaba göstermeye ve izleyenler de daha çok zevk almaya başlamıştı. Avrupalılaşmanın etkisiyle daha önceleri Arjantin ligi gibi iki evre şeklinde düzenlenen sezonluk takvimler tek fikstüre bağlanırken, maçlar artık beraberlikle de bitebiliyordu. Artık Brezilyalı oynatma fenomeni de sarsılmaya başlamış; Panama, Kamerun, Hollanda ve Bulgaristan gibi ülkelerin sporcuları da ligde boy göstermeye başlamışlardı. Adını, bulunduğu bölgede yaşayan geyiklerden alan Kashima Antlers ve Yokohama şehrinin füzyon takımı F. Marinos ve şu an Brezilya’yı çalıştıran Dunga’nın da o dönem kadrosunda yer aldığı Jubilo Iwata’nın baskın olduğu ligde artık maçlar kıran kırana geçiyordu ve Urawa Red Diamonds, Gamba Osaka ve Kawasaki Frontale gibi takımlar tahta gözlerini diker hale gelmişlerdi. Nitekim şampiyonluklar da yıl yıl bu ekipler arasında paylaşılmaya başlandı. Bu başarı Troussier ve Zico’nun çalıştırdığı dönemde milli takıma da yansırken ekip 1998’den bu yana tüm dünya kupalarında boy gösterdi. Nakata, Nakamura, Inamoto, Takahara ve Okubo gibi isimler Avrupa liglerinde oynama şansı buldular.

Günümüzde J-League, ayağa pasların bol, isabet yüzdesinin yüksek olduğu, tempolu futbolun bol pozisyonlarla desteklendiği, oyunun yabancı oyuncularla şenlendiği ve şampiyonluk yarışının son haftalara kadar en az 4 takımın arasında oynanan ettiği bir lig halini aldı. Brezilyalıların bu ligin çehresini değiştirdiği bir gerçek. Aslına bakılırsa hemen her takımın benzer özelliklere sahip olan, çok yönlü, hızlı top taşıyabilen ve golcü kimliğe sahip en az 2 Brezilyalısı bulunuyor. Marquinhos, Bare, França, Leandro ve Alessandro Nunes gibi yetenekli topçuların yanında bir dönem Rosenborg’dan hatırladığımız kurt golcü Frode Johnsen, Chong Tese ve Milos Bajalica gibi yıldızlar ligi ışığıyla aydınlatıyorlar.

Evet, Japonya başardı. 20 sene evvel çizgi filmlerle başladıkları yolda şu an birçok Avrupa liginin kalitesine sahip bir lige sahipler ve ona sahip çıkıyorlar. Artık futbol onların da sporu. Düşünün Avrupa’nın ünlü kanalı Eurosport bile bu gerçeğe kayıtsız kalamadı ve onların maçlarını yayınlıyor.

J-League Tarihçesi:

1988 Mart, JSL ilk komite kuruldu (Japon Futbol Ligi).

1988 Ekim, JSL ikinci komite kuruldu.

1991 1 Kasım, Japon Profosyonel Futbol Ligi kuruldu, Saburo Kawabuchi ilk başkan seçildi.

1992 Eylül, Verdy Kawasaki J.League Yamazaki-Nabisco kupasını kazandı.

1994 J.League'de 12 takıma ulaşıldı.

1995 J.League'de 14 takıma ulaşıldı.

1995 Ağustos, Yokohoma Flugel Asya Kupası'nı kazandı.

1996 J.League'de 16 takıma ulaşıldı.

1996 Mart, Yüzüncü yıl sloganı duyruldu.

1996 Mayıs, J.Vilage kuruldu.

1997 J.League de 17 takıma ulaşıldı.

1998 J. League de 18 takıma ulaşıldı.

1998 Japonya FIFA Dünya kupasında.

1999 Şubat, Yokohoma Marines ve Yokohoma Flugels birleşti.

1999 Şubat, J1 de 16 J2 de 10 takım olmak üzere J.League iki kısma ayrıldı.

1999 Kasım, Jubilo Iwata Asya Kupası'nı kazandı.

2000 J1'de 16 J2'de 11 takıma ulaşıldı.

2001 J1'de 16 J2'de 12 takıma ulaşıldı.

2002 FIFA Dünya kupasınında Güney Kore ile birlikte ev sahipliği yaptı.

2002 J.League Akademi başladı.

2002 J.League Kariyer Destek Merkezi açıldı.

2002 Temmuz, Masaru Suzuki ikinci başkan oldu.

2003 Eylül, Hongo'da JFA evi açıldı.

2005 J1 iki bölümden oluşan sezona geçiş yaptı.

2005 J1 18, J2 12 takıma ulaştı.

2006 J1 18, J2 13 takıma ulaştı.

2006 Haziran, Japonya üçüncü defa FIFA Dünya kupasında.

2006 Temmuz, KenjiOnitake üçüncü başkan oldu.

2007 J.League U-13 sezonu başladı.

2007 Kasım, Urawa Reds AFC Şampiyonlar Ligini kazandı.

2007 Aralık, Urawa Reds FIFA Dünya kupasında oynadı.

2008 J1 18, J2 15 takıma ulaştı.

2008 J.League U-14 sezonu başladı

JLeague Takımları:

J.League Resmi Web Sitesi:

http://www.j-league.or.jp/eng/