2 Mart akşamı Manga semineri için Desem’deydik. Manganın kendi kitlesi mütemadiyen var elbetteki, film festivalinin en kalabalık seansları hep animeler olur, yine de bir heyecan ile katılımcıları bekledik.

Seminerde mangayı hiç bilmeyen katılımcılarda vardı, manga diye duyunca yabancı bir şey gibi geliyor da, manga sonuçta siyah beyaz çizilen çizgi roman. Manganın vatanından gelen, Kougei Üniversitesinde bu konuda çalışmalarına devam eden Hosogaya sensei Ankara ve İstanbuldan sonra İzmir’de de gün içinde 2 seminer verdi. Gündüz saatlerinde 9 Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Korkut Öztekin’in ve öğrencilerinin misafiri idi, akşamda DESEM’ de yapılan seminerde bizlerin. 

Seminerde Hosogaya sensei'nin Japoncasını, Kougei Üniversitesinde lisans eğitimini sürdüren Dilara Türkçeye çevirdi. Onun ileride Türkçeye çevireceği mangaların ve Türkiye'de manga çizerliğinin yaygınlaşmasına getireceği katkıların heyecanını taşıdığını, içtenlikle bir kaç kez vurguladı. (Dilara'ya ve ailesine tebrikler)
Manga severler DESEM’in mavi salona sığmadı, ancak kitle mangaseverler olduğundan merdivenlere bağdaş kurmakta sorun olmadı, ayakta izlemekte. Seminerde Osamu Tezuka ile yaygınlaşmaya başlayan, haftalık olarak yayınlanan, bayanlar ve erkekler için ayrı türleri bulunan, tarih, farklı kültürler (Türkiye, harem,İstanbul),gezi gibi her konuda uzun süredir yayınlanan manganın tarihine kısaca değindi. Manga Japonya’da büyükten küçüğe herkesin ilgi alanı. Ülkemizde ise son yıllarda giderek artan şekilde gençlerin ilgi alanıdır. Mangası takip edilen hikayelerin anime filimleri de arkasından piyasaya sunulur. Manga yayınevleri Japonya’nın büyük yayınevleri ve manga kitapları bu sektörün sürükleyici bir unsurudur. Galiba manga olmasa kitapevlerinin çok kar beklemesi mümkün değil. 
Seminer Kougei Üniversitesinin bayan öğretmeninin kaleminden, bir opera sahnesinde geçen 20 dakika kadar süren videodaki, 3 kutucuğun çizimini hem izleyip, hem üzerinde konuşarak devam etti. Her sayfa önce kurşun kalemle çiziliyor, sonra cezbedici mürekkepli kalemler ile ışıklandırılıyor, kurutuluyor, diyologlar yazılıyor, Japonya’ya özgü şekilde kutucukların içine alınıyor, kurşun kalem izleri siliniyor, hata var ise boyanıyor.. Tabi bundan önce mekanlar gidilip, incelenip, fotoğrafları çekiliyor ve notlar alınıyor.

Manga tarihinin başlangıcında neredeyse tüm çizerler erkek iken, bayanlar ilk başta bayanlara yönelik çizilen mangalarla başlayıp, günümüzde her alanda hakimiyeti ele geçirmişler. Mangaka popülasyonunda kadınların çoğunlukta olduğunu teyit etti.
Seminerin soru-cevap bölümündeki bir cevabı unutulacak gibi değil : Bayanlar için çizilen mangalarda çok daha detay ve duygu var iken, erkekler için yapılan mangalarda mekanlarda daha az detay ve diyolog var. Hali ile doğal.. Bayanların o mangayı takip etmesini sağlamak için moda, bayanların seveceği konular,alakasız detaylar elbetteki olmalı.. O sırada kendisine hediye edilen bir nergis demetini başının arkasına getirdi, “böyle bir şey işte, işi yok ama, bu çiçek güzel görünüyor diye çizilir”

Saatine baka baka semineri tam tamına 20:30’da bitirmesine hayran, getirdiği güncel mangaları Derneğimize bırakmasına minnettar kaldım…

Hosogaya-sensei bugünde Kahire ‘de bir seminer verecekti. Manganın bölgemizde pazarı galiba bugünlerde genişleyecek?
http://www.t-kougei.ac.jp/e/arts/manga.html