Birgi demiştik. Sonbahar'ın güzellikleri demiştik. Üyelerimiz, sevdiklerimiz ile birlikte demiştik. Bu gezimizi, vakit bulup, katılan üyelerimiz ile gerçekleştirdik.
Sonbaharın güzel atmosferinde, Ege'nin en iyi korunmuş Türk tarihi bakımından zengin kasabasında sanki zamanda yolculuk yaptık.Sembolü güneş ve servi olan kasabanın, taş evlerinin duvarlarında yaşam ve ölüm, yüzlerce yıl adeta içiçe girmiş. İmam-ı Birgivi, Ulu Cami gibi 700 yıllık mekanları ziyaret etmek, Çakırağa Konağı gibi bir yapının merdivenlerinde, odalarında dolaşmak, kestane, ceviz, nar ağaçlarını izlemek, meyvelerini tatmak, Birgi Belediyesinin tur aracı ile Birgi'nin etrafında dolaşmak...Bunların hepsi bir yana; bir mirasın korunduğunu görmek büyük bir zevkti.
Birgi'de, Belediyenin Gezi Aracında JIKAD'lilar
Ödemiş, Beydağ, Kiraz ve Tire'nin de içinde bulunduğu Menderes havzası; yılda 3 kere ürün veren, Ege'nin en zengin havzası olarak öğretilir. Havzayı yöre halkı, bilinçli şekilde korumakta. Birgi'de bu havzada kültürel ve ekolojik koruma programları yürüten ÇEKÜL Vakfının merkezi bulunmakta. Ulu Cami'nin imamı camiyi ziyaret eden yerli turistlere her an bilgi vermek üzere hazır. Hem tarih, hem din, hem miras koruma bilinci için kısa ama unutulmaz bir ders veren din adamına teşekkürlerimiz sunarız.Bilip, duyduğumuz bir kaç hadisi arka arkaya o kadar güzel sıraladı ki; aklımızda hep kalması gerektiğini düşündüklerimden, aynı zamanda Japon toplumunun kusursuz uyguladığı önemli bir hadis: "cemaatte rahmet, ayrılıkta azap vardır"
Güneşin battığı anlarda Bayındır'dan çıkarken - Mehmet Dülger'in kamerasından
Bayındır ile Ödemiş arası, neredeyse aralıksız çiçek seraları ile donanmış. İzmir Büyükşehir Belediyesinin üreticiden alım yaparak son derece güçlendirdiği bu sektör Menderes havzası için önemli bir geçim kaynağı. Yolda giderken, Ödemiş'te 15-18 kasım tarihlerinde yapılacak Süs Bitkileri ve Fidancılık Sergisinin pankartlarını gördük. Seneye bu sergi zamanına denk getirmeliyiz ziyaretimizi. Ancak bundan sonraki durak Bergama olacak gibi!
|