Reklam
Ertuğrul "Eltorulu" Fırkateyni - Sayfa 3 PDF Yazdır e-Posta

Cuma, 24 Şubat 2006 04:39
Makale İçeriği
Ertuğrul "Eltorulu" Fırkateyni
Sayfa 2
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 5
Sayfa 6
Tüm Sayfalar
Osman Paşa, Saray Protokol Müdürü ve Japon Amirallerce karşılanmış ve programa göre imparator ile buluşma 13 Haziran 1890 Cuma günü gerçekleşecekti. Bu ziyarete kadar geçen süre içinde Osman Paşa üst rütbeli 12 subayı refakatinde Yokohama'dan trene binip Tokyo'ya geçti ve Hibiya semtindeki Rokumeikan Oteli'ne yerleştiler. 12 Haziran sabahı ilk kiraz çiçeklerinin açtığı 1 Nisan'dan beri açık olan Sanayi Fuar'ını ziyaret ettiler. Burada Kırmızı Fes'leri, içki içmemeleri ve kibar davranışları ile sempati topladılar.
13 Haziran Saat 18:00'deki kabul töreninde Osman Paşa, Fransızca tercümesi daha önce saraya verilmiş olan bir söylev vermiş, sonra da Padişah'ın iki mektubunu ve beratıyla birlikte Murassa İmtiyaz Nişanı'nı İmparator'a sunmuştur. İmparator iki devlet arasında öteden beri mevcut olan dostluğun bu ziyaretle daha kuvvetlendiğini, Japon Milletinin Yokohama'da sancağını dalgalandıran bir Türk gemisi görmekten son derece memnun olduklarını söylemiş, bundan sonra Osman Paşa refakatindeki subayları İmparatora tanıştırmıştır. İmparator, görevleri sırasında dünyanın yarısını dolaşan gemi personelinden Osman Paşa'ya Japonya'da soylu olmayan bir kişiye verilebilecek en yüksek nişan olan 1.Sınıf Yükselen Güneş nişanı, Gemi Komutanı Ali Bey aynı nişanın 3.sınıf olanını diğer heyet üyeleri de nişanın daha düşük dereceleri ile ödüllendirilmişlerdir. İmparatorun huzurundan çıktıktan sonra Heyet diğer bir salonda imparatoriçe tarafından kabul edilmiş ve karşılıklı güzel söylevler verilmiştir. Bundan sonra bir gün bile boş kalmamacasına gemi personeli için kabul resimleri, ziyafetler, törenler birbirini izlemiştir.
Osman Paşa 14 Haziran'da 1912'de imparator Meiji'nin yerine imparator Taisho adıyla geçecek genç Prens Yoshihito Haru ile de görüşmüştür.
Gemi 28 Haziran'da İngiliz Imperieuse, Leander ve Japon Yamato savaş gemilerinin personellerinin birer takımla katıldığı kürek yarışlarına katılmış ve bir yarışta Ertuğrul personeli 3.olmuştur.
Üç gün sonra Osman Paşa ve heyeti 1 Temmuz 1890'da Japonya'da ilk defa yapılan Genel Seçimleri izledi. Seçimleri izledikten sonra Osman Paşa daha çok askeri çevrelerde ziyaretlerini yoğunlaştırmış ve Japon Donanması'nın üstün durumundan çok etkilenmiştir. Askeri Silah Fabrikası'na 300 adet top fünyesi sipariş etmiş ve hafifleyen programının etkisiyle Yokohama'da fotoğrafçı Kosaburo Tamaki'de son fotoğrafını çektirmiştir.
18 Temmuz akşamı saat 22:00'da muhtemelen Çin limanlarına uğranıldığı sırada bulaşan kolera mikrobu sebebiyle 22 yaşında Abdullah isimli bir denizcimiz aniden rahatsızlanmış ve  vefat etmiştir. Gemiye gelen Yokoyama ve Narita isimli Japon yetkililer standart Japon prosedürleri gereği cesedi yakmaları ve kalıntılarını gömmeleri gerektiğini bildirmişler, ancak Osmanlı subayları cesedin Müslüman olmayan topraklara gömülmesinin inanışları açısından uygun olmadığını belirtmişlerdir. Osman Paşa'nın tavsiyesi üzerine cesedin denizcilik adetlerine göre denize gömülmesi gerekli dezenfekte işlemleri yapıldıktan sonra Tokyo Körfezi dışında olması kaydıyla Japon yetkililerce de kabul edilmiş ve uygulanmıştır. Ancak yerel balıkçılar koleradan ölmüş biz cesedin denize atılmasını problem yaptılar ve olay büyümeye başladı, öyle ki bölgedeki balık fiyatları düştü. Osman Paşa Japonlar arasındaki gerginliğin farkına vardığından, diplomatik öncelikleri dini önceliklerin önüne geçirdi ve denize ceset gömme işine son verilmesi ve koleradan ölmüş denizcilerin cesetlerinin yakılabileceğini bildirdi. Bu sırada gemi karantinaya alınmış ve Nagaura'ya götürülmüştür. Bu salgın sırasında biri subay 12 denizcimiz vefat etmiştir. Geminin temizlenmesi işlemi sırasında 2,5 tona yakın karbolik asit kullanılmıştır. Gemi kolera salgını atlattığından Osman Paşa'nın Yokosuka tersanesinde tamirat isteği Japon yetkililerce kibar bir dille reddedildi. Ancak Japon Hükümeti Ertuğrul ve personeli'nin tüm karantina ve sağlık masraflarını üstlendiğini açıkladı.
15 Eylül 1890 pazartesi günü salgın atlatıldıktan sonra gemi Yokohama'dan ayrılmıştır. Bundan sonraki 87 saatlik zaman dilimi ancak faciadan kurtulanlar ve özellikle Gemi İmamı Ali Efendi ve Mülazım-i Sani Haydar Remzi'nin ifadeleriyle açıklığa kavuşabilmektedir.
Yokohama'dan ayrıldıklarının ertesi günü ters bir rüzgar esmeye başlamış ve akşama doğru şiddetini arttırmıştır. Önce yan yelkenler açılarak geminin yalpası önlenmişse de, rüzgar tam pruvadan esmeye başladığında yelkenlerin sarılması gerekmiş, bu sırada Grandi Direği yuvasından çökmüş, dayanıksız kaldığından gemiyi korkunç bir şekilde sarsmaya başlamıştır. Bu sırada omurga kemerlerinden bir kaçı kırılmış, kömürlüklere su girmeye başlamış, ustabaşılar delikleri yamamaya çalışırken, postalar da gemiye dolan suyu boşaltmaya çalışmışlardır.
Açık denizde sığınılacak tek yer olan Hyago limanına varma çabası içinde saatler geçerken tayfun şiddetini arttırmış, yükselmesi durdurulamayan su 18 Eylül Perşembe akşamı ocakları söndürmüş ve gemi tamamen kontrolsüz kalmıştır. Gemi bu sırada Oshima adasının Kashinozaki Burnu civarında idi. Burası dik yarlarla dolu ve kıyıdan yarım mil uzağa kadar su altı kayalıkları bulunan bir bölgeydi. Bu tehlikeli bölgeden gemileri uzak tutmak için bir de deniz feneri inşa edilmişti. Güneş battıktan hemen sonra Tayfun Ertuğrul'u bu kayalıklara sürüklemiş ve gemi saat 21:00 sıralarında korkunç seslerle dağılmıştır.
Bu feci kazadan 6 subay ve 63 erbaş ve er kurtulabilmiş, 50 subay ve 476 erbaş ve er şehit olmuştur.

Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Aralık 2010 16:54
 




Arama

Üye Girişi



Etkinlik Takvimi (Events)

Last month May 2024 Next month
S M T W T F S
week 18 1 2 3 4
week 19 5 6 7 8 9 10 11
week 20 12 13 14 15 16 17 18
week 21 19 20 21 22 23 24 25
week 22 26 27 28 29 30 31

Galeri

Anketler