Reklam
Konniçiva/Erdal Güven - Sayfa 20 PDF Yazdır e-Posta

Pazartesi, 06 Mart 2006 01:50
Makale İçeriği
Konniçiva/Erdal Güven
Sayfa 2
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 5
Sayfa 6
Sayfa 7
Sayfa 8
Sayfa 9
Sayfa 10
Sayfa 11
Sayfa 12
Sayfa 13
Sayfa 14
Sayfa 15
Sayfa 16
Sayfa 17
Sayfa 18
Sayfa 19
Sayfa 20
Sayfa 21
Tüm Sayfalar
19 Aralık 1998, Cumartesi EŞYALARINIZ ÖZENLE PAKETLENİR
Bu ne canım ev topla, paket yap, aman onu kırma, bak bunu iyi paketle. Gazeteci miyim? Yoksa nakliye şirketinde paketleme elemanı mıyım anlamadım? Kaç gündür ev toplamaktan canım çıktı. İşi gücü bıraktım sabah akşam paket yapıyorum. Paket yapmak artık hayatımın bir parçası haline geldi. Artık paketleme bende alışkanlık yaptı. Esrar, eroin gibi birşey bu yapmayınca bir hoş oluyor insan. Bizim evin paketlemesini bitirdim ama içimde hala dayanılmaz bir paketleme isteği var. Bazen konu komşuya gidip paketlenecek bir şeyleri var mı diye sormamak için kendimi zor tutuyorum.
Bu paketleme işi sayesinde artık benim de bir altın bileziğim oldu. Hem de bilmem kaç bin ayar altın değerinde. Sakın bana bu ne biçim altın bilezik diye saçma sapan bir soru sormayın. Siz hiç Kemalettin Tuğcu'nun ağlatan kitaplar dizisini okumadınız mı kuzum? Hani cahil olduğunuzu yüzünüze vurmak istemezdim ama ne yapayım. Fakat bilmemek değil, öğrenmemek ayıp. Dikkatle dinleyin bir daha anlatmayacağım.
Eğer insan bir zenaat öğrenir ve bunu en iyi şekilde yapmaya gayret ederse, ahi ömründe aç açıkta kalmaz, sırtı kolay kolay yere gelmez. İşte bu öğrenilen zenaat insanın altın bileziği olur. Şimdiye kadar gazeteci olarak 212 sayılı basın kanununa göre vasıfsız fikir işçişi olarak çalıştığımdan uzun zamandır böyle bir altın bileziğin eksikliğini ve ezikliğini yaşıyordum. Ama artık geçti. Sonunda ben de bir zenaat öğrendim. Bundan sonra ben bir paketleme uzmanıyım. Öyle paketleme eğitimi falan almadım, benimkisi pratikten.
Hem ben bu konuda oldukça iddialıyım. Bu işi benden iyi yapabilecek olan varsa beri gelsin. Ama şimdi yiğidi öldürüp hakkını yememek lazım. Paketleme konusundaki uzmanlığımda, sürekli alışveriş yaparak bana paketlenecek bir sürü şey getiren ve bunların paketlenmesi sırasında başımda dikilerek, paketlenenler içinde en küçük bir parçanın dahi kırılması durumunda uygulayacağı işkence metodlarını bir bir sıralayarak, yaptığım işi ciddiye almamı sağlayan eşime teşekkürü bir borç bilirim.
Artık bu işin profesyoneli oldum. Hazır elinizin altında benim gibi paketleme konusunda uzman bir yazar varken, siz de yararlanın tüm ev eşyalarınız gerekli gereksiz tüm aksesuvarlarınız itina ile paketlenir.
Komşu komşunun külüne muhtaçtır
Allah allah, ne var bunda bu kadar hayret edecek anlamıyorum. Ne olmuş yani bir aylığına bir arkadaşımızın evine misafir olduysak. Japonlar en yakın arkadaşlarını bile evlerinde misafir etmediklerinden bizim bu bir aylık ev misafirliklerimiz kendilerine biraz acayip geliyor. Bence aslında acayip olan kendileri, ama neyse şimdi giderayak kötü olmayalım diye birşey demek de istemiyorum.
Bir kere komşu komşunun külüne, arkadaş arkadaşın evine muhtaçtır. Hem de tam böyle evsiz barksız kaldığı zamanlarda. Şimdi bu evsiz barksız kalmak da nereden çıktı demeyin. Tokyo'da ev bulmak bir dert, bulunan evden çıkmak ayrı bir dert. Evi tutarken de boşaltırken de ev sahipleri tarafından öpülüyorsunuz. Ev sahipleri uzun uzun öpmeyi sevdikleri için de öyle hadi bana eyvallah demekle bu işten kurtulamıyorsunuz.
Bir kere evden ayrılmayı düşündüğünüz tarihten en az iki ay önce yazılı not vererek neden evi boşaltmak istediğinizi ev sahibine iletiyorsunuz. Eğer ev sahibi sizin evden taşınmak için ileri sürdüğünüz gerekçeleri kabul ederse, evi boşaltmanıza izin veriyor. Ama öyle ‘‘tamam boşaltabilirsin ’’ demekle de iş bitmiyor. Siz evi boşaltıktan sonra evi teslim almaya ev sahibi ile beraber 3 kişilik bir uzman ekip geliyor. Ellerinde büyüteçlerle evin idiğini didiğini inceleyen uzman ekip, evde meydana gelen tüm zararları tespit ediyor. Öyle zarar, hasar dediysek büyük boylu şeyler beklemeyin. Kullanımdan dolayı meydana gelen eskimelerde bile ücret ödemek zorundasınız. Örneğin ev halı kaplı ve siz halının üzerine eşya koydunuz ve zamanla eşyanın ağırlığından halı ezildi ve orada iz kaldı. Hiç yolu yok halı değişecek, parasını da siz vereceksiniz. Veya her Japon evinde olması gereken tatami denilen kokulu hasır yer döşemeler üzerinde bir kişi yürüse bile mutlaka yenilenmek zorunda, tabii bunun parası da sizden çıkacak.
Evi kiralarken 6 aylık kira bedelini depozit olarak evsahibine verdiğiniz için evden çıkarken öyle ‘‘Bana ne kardeşim ben bir şey ödemem’’ demek gibi bir lükse de sahip değilsiniz. Ev sahibi evdeki hasar tespit işlemlerini tamamladıktan sonra tüm bunların masraflarını elindeki depozit olarak verdiğiniz paradan kesiyor ve eğer kalan olursa size iade ediyor.
Tüm bu işlemler de yaklaşık bir ay aldığı için ükeden ayrılmadan bir ay önce evi boşaltıp, başka bir yere yerleşmeniz gerekmekte. Biz de aynen öyle yaptık evi bir ay önceden boşaltıp, ev sahibine teslim ettik. Sonra da yakın arkadaşımız Tokyo Tanıtma Müşaviri Öznur Hasbıyık'ın evine yerleştik. Tabii bu olay, bırakın bir aylığına, bir akşam yemeği için bile birbirlerinin evine gitmeyen Japonlara çok ilginç geldi.
Şimdi benim arkadaşımın evinde kaldığımı bilen ne kadar Japon arkadaşım varsa bu iyiliksever Türk kadını ile tanışmak için can atıyor. Çünkü Japonlara göre eğer bir kişi arkadaşlarını bir ay evinde ağırlarsa ya çok iyiliksever birisidir. Ya da deli.
KEİKO
Keiko randevusuna geç kalmıştı. Saatlerce bekleyen arkadaşı merakla sordu ‘‘Hayralo birşey mi oldu. Çok geciktin?’’ Keiko umursamaz bir tavırla ‘‘Özür dilerim ama yapabileceğim hiçbirşey yoktu. Buraya gelirken beni takip eden yakışıklı çocuk o kadar yavaş yürüyordu ki.’’

Son Güncelleme: Salı, 07 Mart 2006 05:38
 




Arama

Üye Girişi



Etkinlik Takvimi (Events)

Last month May 2024 Next month
S M T W T F S
week 18 1 2 3 4
week 19 5 6 7 8 9 10 11
week 20 12 13 14 15 16 17 18
week 21 19 20 21 22 23 24 25
week 22 26 27 28 29 30 31

Galeri

Anketler