Reklam
Konniçiva/Erdal Güven - Sayfa 5 PDF Yazdır e-Posta

Pazartesi, 06 Mart 2006 01:50
Makale İçeriği
Konniçiva/Erdal Güven
Sayfa 2
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 5
Sayfa 6
Sayfa 7
Sayfa 8
Sayfa 9
Sayfa 10
Sayfa 11
Sayfa 12
Sayfa 13
Sayfa 14
Sayfa 15
Sayfa 16
Sayfa 17
Sayfa 18
Sayfa 19
Sayfa 20
Sayfa 21
Tüm Sayfalar
22 Şubat 1998, Pazar NAGANO NAGANO DUY SESİMİZİ!..
Bu Nagano Kış Olimpiyatları hayatımda gördüğüm en iyi organize edilmiş kış olimpiyatları. Tamam belki bundan önce hiç kış olimpiyatı görmemiş olabilirim, ama bu Nagano Kış Olimpiyatları’nın güzel olmadığı anlamına gelmez. Eğer beğenmeseydim hayatımda gördüğüm en kötü kış olimpiyatları da diyebilirdim. Ama görüyorsunuz ki demedim.
Japonlar 2000'li yıllarda dünya siyasetinde daha etkili olabilmek için her yolu denediklerinden, dünya milletlerini kendilerine hayran bırakabilecek bu tür fırsatları kaçırmıyorlar. Bunun için de büyük paralar harcamaktan çekinmiyorlar. İşte Nagano Olimpiyatları’nda da en son teknolojilerini kullanıp dünyaya hava atabilmek için kesenin ağızını açmış durumdalar.
Dünyada ilk kez Japonlar, evsahipliği yaptıkları olimpiyatların tüm masraflarını tek başlarına karşılıyorlar. Yarışmacı ülkeler kapağı Japonya’nın herhangi bir havalimanına attı mı gerisi kolay. Ekmek Mc Donalds‘tan su Coca cola‘dan. Arabalar ise Toyota'dan.
Gerçi çok istememe rağmen bana özel bir Toyota tahsis etmediler ama olsun sırf bu yüzden şimdi olimpiyatları kötülemek benim dürüst gazetecilik anlayışıma sığmaz. Hem adamlar olimpiyat köyünde konuk olduğum iki gün içinde bana 45 hamburger, 75 kutu sıcak ve soğuk içecek ısmarladılar da ağızlarını açıp birşey demediler.
Büyük dünya markaları Nagano Olimpiyatları’na sponsor olabilmek için kıyasıya bir mücadele verdi. Kıran kırana geçen mücadele sonunda olimpiyatlar süresince en çok para harcamayı kabul edenler galip çıktı. Örneğin Mc Donalds olimpiyat köyü içinde ve yarışma alanlarında açtığı mağazalarda sporcuların tüm yiyecek ihtiyaçlarını parasız karşılarken Coca cola sporculara günde ortalama 20 bin kutu içecek dağıttı. Toyoto Otomobil ise hepsi sıfır km olmak üzere 1500 çesitli cinste aracı olimpiyat komitesine hediye etti. Ayrıca tüm olimpiyatlar süresince bir gönüllüler ordusu yarışmacılara hizmet etti. Her 3 kişiye bir tane kendi dilinde konuşan Japon mihmandar verildi.
Biz de tek sporcu ile bu muhteşem organizyona katılma şansını elde ettik ya benden mutlusu yok. Siz bu satırları okurken Arif muhteşem rakiplerine karşı onur mücadelesi veriyor olacak. Siz gönlünüzü ferah tutun, biz bir grup Türk tüm yarışlar boyunca bayraklarımızla Arif’i destekliyoruz. Öyle bağıracağız ki, sesimizi tüm Nagano duyacak.

SPORCU KİŞİLİĞİM

Tamam siyah kuşak alamayabilirim. Ama onlarda da renk renk çeşit çesit kuşak var, bari onlardan birini versinler. Böyle kuşaksız bu spor yapılmıyor ki. Hem söyleyin o kadar hızlı vurmalarına da gerek yok. Yavaşca gösterseler ben anlarım.
Ama şuç bende doktora öğrencisi Alper Akdağ'ın dolduruşuna gelip bu yaştan sonra karate yapmaya soyunursan olacağı bu işte. Önüne gelenden dayak yer oturursun.
Alper'in dolduruşuna nasıl bu kadar kolay geldim bunu anlayabilmiş değilim. Yaptığı güzel yemeklerin bu konuda bir etkisi oldu mu bilemiyorum. Ama laf aramızda Tokyo'da yediğim en güzel kabak tatlısını Alper yapmıştı. Her istediğini yaparsam belki bir daha kabak tatlısı yapar’’ gibi içgüdüsel bir yaklaşımla onun dolduruşuna gelmiş olabilirim

Aman bilmiyorum. Zaten yediğim dayaklardan hiç birşey düşünecek halim yok. Önüne gelen başını hafifçe eğip selam verdikten sonra başlıyor vurmaya.Vururken de acaip sesler çıkarmayı ihmal etmiyorlar. Eh bu kadar dayak yedikten sonra kimseyi dövmeden bu sporu bırakmak da olmaz. Özellikle sana vuruş tekniği öğretiyorum ayakları ile beni ikide bir pataklayan sensei dedikleri öğretmen bozuntusunun hakkından gelmeden bu sporu bırakamam.

Biraz birşeyler öğreneyim ben onlara gösteririm.

JAPON FIKRASI

Keiko bütün bir yıl okuldan artakalan zamanlarında evlerinin yanındaki markette çalışarak para biriktirir. Sonra da ver elini İtalya. Hem tatil yapmak hem de Roma'ya gelmişken biraz alışveriş yapmak niyetindedir. Küçük fakat temiz bir otele yerleşir. Tüm bir hafta boyunca alışveriş yapar. Roma'daki son gecesinde ise sürekli duyduğu Roma gecelerini yaşayabilmek için dışarı çıkar. Yaşlı otel sahibinden gidilebilecek yerlerin ismini alır ve tüm gece boyunca o bar senin bu bar benim gezdikten sonra sabahın ilk ışıklarıyla büyük bir düş kırıklığı içinde otele döner.

Keiko'yu oldukça üzgün gören yaşlı otel sahibi kızın başına kötü birşey geldiği endişesi ile sorar, ‘‘Ne oldu iyi görünmüyorsun. Yoksa Roma gecelerini beğenmedin mi?’’

Kekiko, sıkıntılı cevap verir ‘‘Bilmiyorum, ama anlamadığım bir şey var. Gece boyunca herkes bana sanki çok uykusuzmuşum gibi davrandı. Tüm gece hangi erkekle tanışsam bana ‘Hadi hemen yatalım' dedi.
JAPON SÖZÜ
...Bimbo hima nashi

...Fakirin boş vakti yoktur .


Son Güncelleme: Salı, 07 Mart 2006 05:38
 




Arama

Üye Girişi



Etkinlik Takvimi (Events)

Last month May 2024 Next month
S M T W T F S
week 18 1 2 3 4
week 19 5 6 7 8 9 10 11
week 20 12 13 14 15 16 17 18
week 21 19 20 21 22 23 24 25
week 22 26 27 28 29 30 31

Galeri

Anketler