Reklam
Konniçiva/Erdal Güven - Sayfa 6 PDF Yazdır e-Posta

Pazartesi, 06 Mart 2006 01:50
Makale İçeriği
Konniçiva/Erdal Güven
Sayfa 2
Sayfa 3
Sayfa 4
Sayfa 5
Sayfa 6
Sayfa 7
Sayfa 8
Sayfa 9
Sayfa 10
Sayfa 11
Sayfa 12
Sayfa 13
Sayfa 14
Sayfa 15
Sayfa 16
Sayfa 17
Sayfa 18
Sayfa 19
Sayfa 20
Sayfa 21
Tüm Sayfalar

1 Mart 1998, Pazar İntihar
 İyi iş ha ... Sen bunalıma gir intihar et. Çalıştığın şirket ailene tazminat ödesin. Neymiş efendim, fabrikada koşullar çok ağırmış da beyimiz ondan bunalıma girmişmiş. Bunun tek sorumlusu patronlarmış, bu yüzden patron tazminat ödemek zorundaymış. Falan Filan.
Adam çelik fabrikasında sıradan bir işçi olarak çalışırken bunalıma girip intihar ediyor, ailesi ise hemen fabrika yönetimini mahkemeye vererek tazminat talep ediyor. Gerekçe de çok basit, güya babaları fabrika yönetiminin uyguladığı insanlık dışı çalışma koşulları nedeniyle intihara süreklenmiş olabilirmiş. Yani dikkat edin ortada kesin birşey yok. Adam ölürken bir mektup bırakıp da ‘‘İntiharımdan sadece patron sorumludur. Beni çok çalıştırdılar. Onun için intihar ediyorum’’ falan da dememiş. Sadece aile böyle olabileceği kuşkusuyla mahkemeye başvurmuş.
Japonya'da hakimlerin işi yok galiba, onlar da oturmuşlar bu iddiayı ciddi ciddi araştırmışlar. Sonunda da adamın fabrikada normal çalışma koşullarından yüzde 20.3 oranında daha fazla çalıştığını tespit etmişler. Ve bu fazla çalışma süresinin insanın intihar etmesine yetecek bir süre olduğuna karar verip fabrika yönetimini 50 milyon yen (yaklaşık 400 bin dolar) tazimnat ödemeye mahkum etmişler.

Canım böyle şaçma şey mi olur? İnsan çok çalışmaktan bunalıma girermiymiş.Bakın bana, o kadar çalışıyorum yine de mutluyum.

Japonca aslında sanıldığı kadar zor bir lisan değil. Öyle çok değil üç, bilemediniz beş kelime Japonca bilirseniz, Japoncanızla Japonları kendinize hayran bırakabilirsiniz.
Birkaç teknik kelimeyi bilmeniz yeterli. Şimdi sokakta bir Japonla karşılaştınız diyelim. Önce ‘‘konniçiva’’ diyeceksiniz. Yani merhaba. Karşınızdaki Japon tüm kibarlığı ile sizin konniçivanıza aynen cevap verecektir. Sonra hemen hava durumuna bakın, eğer hava soğuk ise ‘‘samui ne’’ yok hava sıcak ise ‘‘Atsui ne’’ diyerek devam edin. Yani havadan sudan konuşabildiğinizi ona gösterin.
Sizin bu Japoncanızı duyan Japon, hayretten gözleri açılmış şekilde size dönerek ‘‘Nihongo o umai des ne’’ yani Japoncanız çok etkileyici demezse ben de Japonlar hakkında hiçbirşey bilmiyorum.
Zaten Japonlar da sokakta birbirleri ile karşılaştıklarında ancak bu kadar konuşuyorlar.
Ha! Bir de Suimasen kelimesi var ki bu çok önemli. Kelime değil. Sanki joker, nerde kullanırsan o anlamı veriyor. Birisine seslenmek için, özür dilemek için, teşekkür etmek için, hatta küfür anlamında bile... Yani aklınıza gelecek her yerde ve koşulda bu sihirli kelimeyi kullanabiliriniz. Hatta karşınızdakine sevginizi gösterebilmek için bile Suimasen diyebilirsiniz.
Allah ne muradınız varsa versin. Allah tuttuğunuzu altın etsin. Bana evinizi kiraya vermek lütfunda bulunduğunuz için size minnettarım. Kira adı altında size her ay binlerce dolar ödemek, benim için çok büyük bir şeref. Bana bu onuru yaşattığınız için şu iki kira tutarındaki meblağı küçük bir hediye olarak lütfen kabul buyurun.
Evet efendim, abartmıyorum aynen böyle. Japonya'da kiracılar evsahiplerine, evlerini kendilerine kiralamak lütfunu gösterdikleri teşekkür parası adı altında iki kira veriyorlar.

Evsahipleri artık bu hediye işine o kadar alışmışlar ki artık teşekkür parası vermeyene ev vermiyorlar. Bekara, öğrenciye, çocukluya derken şimdi de teşekkür etmeyene ev vermeme modası başladı. Vallahi iyi iş, insanlar her ay zaten kira adı altında bir servet ödüyorlar. Bir de bu serveti ödemeden önce servetin ödenmesine olanak sağladığı için teşekkür edebilmek için adama bir servet daha ödüyorlar.

Bu aralar yeni bir ev aradığım için aynı dert benim de başımda. Herifler zorla benden teşekkür parası istiyorlar. Canım keyif benim değil mi? İster teşekkür ederim, ister etmem. İnsana zorla teşekkür ettirilmez ki. Hem belki de ben çok kaba bir insanım.
JAPON FIKRASI
Keiko, Amerikalı arkadaşına Budizm hakkında bilgi verirken, budizmin 5 kuralını da sıralar:
‘‘Adam öldürmeyeceksin. Hırsızlık yapmayacaksın. Yalan söylemeyeceksin. Sözünü yerine getireceksin. İçki içmeyeceksin.’
Amerikalı genç kız, lafa karışır ve ‘‘Ama bunlar Hz İsa'nın 10 emrinden sadece 5 tanesi’’.
Keiko cevap verir: ‘‘10 kural çok fazla, 5 tanesi bize yetiyor’’.

Son Güncelleme: Salı, 07 Mart 2006 05:38
 




Arama

Üye Girişi



Etkinlik Takvimi (Events)

Last month May 2024 Next month
S M T W T F S
week 18 1 2 3 4
week 19 5 6 7 8 9 10 11
week 20 12 13 14 15 16 17 18
week 21 19 20 21 22 23 24 25
week 22 26 27 28 29 30 31

Galeri

Anketler