Reklam
Hibakusha PDF Yazdır e-Posta

Perşembe, 04 Mayıs 2006 07:49
被爆者
         Japonya'ya gidene kadar “geriye kalanlar”  üzerine çok düşünmediğimi fark ettim. Onlara Japonya'da hibakusha diyorlar. Radyasyona anne karnında iken maruz kalanlar dahil, atom bombasının canlı kalan kurbanları. Hibakusha'ların büyük çoğunluğu Japonya’da yaşamına devam etmiş, küçük bir kısmı Kore’de, çok az bir kısmı diğer Güney Asya ülkelerinde, Rusya'da yaşamış ve yaşıyorlar.
Bombalamaların  2. dakikasından itibaren 2005 yılı ağustos ayına kadar geçen sürede Hiroshima’da 242 bin 437 kişi,  Nagasaki’de   137 bin 339 kişi, olay anında ve sonrasında lösemi (atom bombası hastalığı) riski ile yaşayarak bir nedenle hayatını kaybetti.
Aslında atom bombası saldırıları, Amerika’nın Japon şehirlerine yaptığı ilk bombalamalar değildi. Japon semalarında bazen gözlem için, bazen  bombalama için alçalan uçaklar ve ardından çalan sirenler Japonların yaşamının bir parçası haline gelmişti. Amerikan B-29 bombardıman uçakları Japonya'nın bütün önemli şehirlerini 24 Kasım 1944'ten beri yerle bir ediyordu. Bu bombardımanlarda Tokyo en büyük hasarı görmüştü. Şehrin bir günde 500 savaş uçağının saldırısına uğradığı olmuştu. O zamanlar; Amerikan radyoları, bombardımanı naklen anlatıyordu. Atom bombası tüm bu sona ermiş şehirlerin ve insanların üzerine atılıyordu.
6 Ağustos 1945 yılında Hiroşima, sabah saat 8’i çeyrek geçe, ısı,ışık, basınç, titreşim, toz, duman, alev, insan buharları içinde kalmış, başına ne geldiğini anlamaya çalışıyordu. Felaketin doğal olan bir çok türünü bilen bu insanlar, o sabah başlarına nasıl bir felaket geldiğini anlayamamıştı.
9 Ağustos 1945 sabahı ise ikinci atom bombası Kokura üzerinde geziyordu. Ancak Kokura,  ikinci bir bombalama için uyarılan Japonlar gibi, kendini göstermedi. Bir kaç gün önce bombalanan bir fabrika için için yanıyor, dumanları, savaşın ötesinde deney halini almış  bu operasyon için istenen net bir gözlem imkanını ortadan kaldırıyordu.  Bunun üzerine uçak önceden belirlediği ikinci hedefe yöneldi, Nagazaki 11:02'de plütonyumun yarattığı şok dalgaları ile sarsılıyordu.
Atom bombasının atıldığı merkezin 200 metre civarındakiler 1-2 dakika içinde ölmeye başladı, buna ölüm de denemez pek, tekerlemede olduğu gibi yanıp bitip kül oldular. Bombalanan merkezin 1,5 km dahilindeki bir çok kişi ilk 4 ay içinde hayatına veda etti. 2,5 km. içindekiler en düşük dozda radyasyona maruz kaldılar ama risk grubu içindeydiler. Patlamadan sonraki 4 gün içerisinde bu alanlara giren insanlarda radyoaktiviteye maruz kalmış oldular. Ve hayatları boyunca sağlıkları, ne kadar yaşayacakları belki hepsinden önemlisi; normal çocuklara sahip olup olamayacakları hakkında  endişe taşıdılar.
Başkent Tokyo’ya bu iki şehrin atom bombası ile vurulduğu haberleri geç ulaştı. Ama bu saldırılar  Hirohito'nun uzun tartışmalardan sonra 15 Ağustosta Japonya’nın  Potsdam Antlaşması'nı kabul etmesini sağladı, halk resmi radyo kanalı "Nippon Hōsō Kyōkai" NHK'dan İmparatorun mesajını büyük bir üzüntü ile dinledi.(Parantez içinde 15 Ağustos’u Çin ve Kore başta olmak üzere Pasifik ülkeleri Japonların Asya’yı işgalinin sona erdiği gün olarak kabul ediyorlar.)
 Image Japonya 2 Eylül 1945 günü II. Dünya Savaşını resmi olarak sona erdiren belgeleri bir Amerikan uçak gemisinde imzaladı.
1947 yılında Amerikan Başkanı Truman’ın talimatı ile hayatta kalan kurbanların izlenmesi amacıyla  “Atomic Bomb Casualty Commission” oluşturulmuştur. 1947’de Nagasaki’de  ve 1948’de Hiroşima’da çalışmalarına başlayan bilim adamlarına 1948 yılında  Japanese National Institute of Health (JNIH) katılmıştır. 1975 yılına kadar bu iki kurum çalışmalarına beraberce devam etti . 1974 yılında Radiation Effects Research Foundation kurularak, çalışmalar bu kurumun koordinasyonunda yürütüldü. Radyasyona maruz kalanlar ve onların çocuklarının izlendiği programlar çerçevesinde kromozomal, immunolojik,moleküler epidomolojik çalışmalar  yürütülmektedir Diğer yandan istatistiksel çalışmalarla risk grupları belirlenerek ve sınıflandırılarak risk çalışmaları planlamaktadır. Basitçe “Life Span Study” diye bilinen araştırmalarla ilgili çalışmalar RERF ’nin web sayfasından  http://www.rerf.or.jp izlenebilmektedir.
Japonların atom bombasının yaşattıkları ile ilgili duygu sömürüsü yapmadıklarını düşünüyorum. Görsel olarak kötü resimler ve  iç acıtıcı hikayeler çok göz önünde değil. Duygusal davranmanın ötesinde bombalanmayı II. Dünya Savaşının ve Japon saldırganlığının bir sonucu olarak gören ve savaşı kaybeden Japonya’nın bunun sonuçlarına da katlanması gerektiğini ifade eden bir çok Japon var. Bu davranışın özünde masum insanların yaşadığı şehirlerin üzerine saldıran acımasızlara karşı; insanlarının ne acılarla, ne feci şekilde öldüklerini ortaya dökmeyerek sergilelenen bir duruş seziyorum.
Turna Kuşunun Hikayesi
Image 
 Sadako Sasaki Hirosima’da hibakushalardan biriydi. 2 yaşındayken maruz kaldığı radyoaktif yağmur nedeni ile 12 yaşına gelince lösemiye yakalandı. Bir efsane vardır, Japon hikayelerinde geçer: Kim ki kağıttan 1000 tane turna kuşu yapar, onun dilekleri kabul olur, ölümsüzleşir.
Sasaki lösemi olduğunu öğrendikten bir süre sonra başladı kağıttan turnalar yapmaya. O gün bu gündür turna kuşu nükleer silahlarla nükleer tesisler karşıtı bir çok platformda, eylemde yer almış ve dünya barışının sembolü olmuştur.
Son Güncelleme: Perşembe, 08 Aralık 2011 09:45
 




Arama

Üye Girişi



Etkinlik Takvimi (Events)

Last month April 2024 Next month
S M T W T F S
week 14 1 2 3 4 5 6
week 15 7 8 9 10 11 12 13
week 16 14 15 16 17 18 19 20
week 17 21 22 23 24 25 26 27
week 18 28 29 30

Galeri

Anketler