Salı, 03 Ocak 2006 23:22 |
Felaket Zararlarının Azaltılması ve Altyapı Resterasyon Sistemi
AFETLER İLE SAVAŞAN JAPONYA
Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı tarafından Japon Teknik İşbirliği Programı çerçevesinde 03.05.2004 – 15.07.2004 tarihleri arasında Japonya da düzenlenen Felaket Zararlarının Azaltılması ve Altyapı Restorasyon Sistemi (Disaster Mitigation and Restoration System For Infrastructure) konusunda grup eğitimi kursuna katılmış bulunmaktayım. Bilindiği üzere Japonya başta deprem olmak üzere tabii afetler konusunda oldukça önemli tecrübeye sahiptir. Japonya da afet öncesi ve sonrası alınmış önlemler yerinde gözlenmiştir. Özellikle Japonya deprem, sel felaketi heyelan, tayfun tsunami gibi afetlerle yüz yüze kalmaktadır. Ayrıca söz konusu kursa iştirak eden diğer ülkelerin tecrübeleri de ortaya konulmuştur. Söz konusu kursta ülkelerin maruz kaldığı tabii afetler (deprem, sel baskını, heyelan, tayfun, tsunami, erozyon v.s.) hakkında çeşitli seminerler, incelemeler, sunumlar ve teknik geziler yapılmıştır. 17 Ocak 1995 tarihinde meydana gelen Kobe depreminden (Great Hanshin-Awaji Earthquake) sonra son derece önemli çalışmalar yapılmıştır. Kobe kenti bir kaç yılda tamamen yeniden inşa edilmiştir. Yıkılan mevcut yapıların yerine çok daha yüksek yeni binalar ile adeta afete karşı baş kaldırılmıştır. Özellikle deprem bölgesinde bulunan demiryolu ve otoyol köprülerinin çok sayıda yenisi ve çok büyük açıklıklı olanları yapılmıştır. Japonya yüzden fazla nehirleriyle dünyada nehir bakımından zengin ülkeler arasındadır. Yıllık yağış ortalaması (1800 mm) oldukça yüksektir. Nehirlerin eğimi yüksek olup, yerleşim yerleri kotlarının düşük olması hatta kimi sahillerdeki kentlerin nehir kotundan da düşük olması sebebi ile sel felaketi riski taşımaktadır. Japonya topografik yapısı itibarı %75’ı dağlık araziye sahiptir. Jeolojik yapısı itibariyle de volkanik lavlardan teşkil edilmiş püskürük kütlelerin oluşturduğu gevşek yamaçlar heyelana maruz kalmaktadır. Yine yüzden fazla aktif olan yanardağa sahip olması ve yeni volkanik patlamaların da vuku bulma riski taşıması nedeni ile de afet tecrübesine sahiptir. Pasifik okyanusunda oluşan depremlerden dolayı oluşan tsunami ile de ayrı bir afet birikimine sahiptir. Tüm bu risklerinden dolayı afetler ile beraber yaşamaya alışkın olan Japonlar gerekli tedbirleri almış bulunmaktadır. Afet konusunda ülkenin önemli mevzileri 24 saat helikopter ve sabit kameralar ile gözetlenmektedir. Geçmiş felaketlerden büyük dersler almışlardır. Bu nedenle afetler ile ilgili kıymetli müzelere sahip ve dokuman bakımından da oldukça zengindir. Ülkenin her noktası için afet haritası hazırlanmıştır. Acil eylem planına sahip olup afet yönetimi konusunda idari ve teknik bakımından donanımlı ve hazırdır. İşte bütün bu imkanlar çerçevesinde afet konusunda ne kadar azaltıcı, önleyici ve restorasyon sistemi varsa onunla ilgili sunumlar ve incelemeler yapılmış ve ilgili dokumanlar kurs boyunca kursiyerlere verilmiştir. Kursun başlangıcında olmak üzere mesleki raporumu sunmuş bulunmaktayım ve sonunda deprem senaryosu ile ilgili grup çalışmamız vardır. Kursun sonucunda da kursiyerlere sertifika verilmiştir. Japonya dan temin ettiğim dokümanları ve diğer teknik video dokümanları arkadaşlarıma aktarmamın ve oradaki bazı uygulamaları ve sistemleri buraya adapte etmemin yararlı olacağını düşünmekteyim. Sonuç olarak Japonlar; Müzelere çok önem vermişler, Dokümana çok önem vermişler, Eğitime çok önem vermişler ve Duvarlarına “Japonya’nın geleceği çalışmaktır” diye yazarak çalışmanın dışında başka bir çıkar yol düşünmeyen Japonlar böylece büyük işler başarmışlar. BİZ NEDEN BAŞARAMAYALIM! Faruk BİLEN e-mail:
Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir
|
Son Güncelleme: Cumartesi, 25 Aralık 2010 17:05 |