Ben de birkaç "Okinawa sırrı" vereyim mi? Yazdır

Cuma, 26 Mayıs 2006 23:31
İşte Okinawa cennetinin diğer yüzü
Bugünlerde herkes, Prof. Dr. Müftüoğlu'nun yeryüzü cenneti olarak nimetlerini öve öve biteremediği Okinawa adasına hayran. Gelin biz bir de adanın diğer sırlarına göz atalım:
25 Mayıs 2006
 Japonya'daki Okinawa Adası'nda yaşayanlar arasında dalya diyenlerin, yani yaşı yüzü geçenlerin oranı dünya ortalamalarının çok üstünde...

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu Hürriyet-Kelebek'te sekiz gündür süren ve tıpkı Okinawalıların ömrü gibi pek bitemeyecekmiş görüntüsü vermeyen yazı dizisinde "Okinawalıların sırları"nı anlatıyor.

Neymiş?

Japonların Okinawa Adası'nda her şey yavaşlatılmış film gibiymiş, bir gün sanki 24 saat değil, 48 saat gibi geliyormuş dışarıdan bakanlara...

Bir Okinawalı'yı ne yapıp etsek kızdıramazmışız, zaten adalıların endişe duygusu az, güvenlik duygusu yüksekmiş...

Çok sık teşekkür ediyor, sürekli özür diliyorlarmış; ayrıca sakin ve tane tane konuşuyorlarmış...

En güçlü vitaminleri dostluk duygularıymış...

Adada yaşayanların hayatlarında ailenin yeri ve aile gelenekleri çok önemli bir yer tutuyormuş.

Müzik aletlerinin sesi bile gevşetici nitelikteymiş...

Ve tabii ki, fincan fincan yasemin çayı ve yeşil çay içiyorlarmış; böylece bir Okinawalı'nın tükettiği günlük flavonoid (antioksidan, kolesterol düzenleyici ve kan basıncı dengeliyici) miktarı bir Amerikalı'nın günlük tüketiminin neredeyse 10 katını buluyormuş...

Ve yine bol bol balık ve soyayla besleniyorlarmış...

Sonuç...

Çok uzun ve sağlıklı yaşam...

Bu tabloya bakarsanız, mucize falan yok ortada!

"Aheste çek kürekleri aman kimsecikler uyanmasın" tarzında bir hayat tablosu bu; eh elbette ağır ilerleyecek, uzun olacak!

Peki bu "sır"ları bilmenin bize yararı ne?

Biz şu modern ve hızlı hayatın cenderesinde oradan oraya koşuştururken; hayatımızı şekillendiren ödenecek yüzlerce fatura arasında cambazlıklar yaparken, trafik işkencesi çekerken; "çocukların geleceği ne olacak?", "büyükannemin hastane masraflarının altından kalkabilecek miyiz?" türünden sorunlarla kıvranırken yasemin çayları içmek, balık ve soyayla beslenmek neye yarar?

***

Prof. Müftüoğlu, eksik olmasın, bütün kış sezonu boyunca NTV ekranlarından, "Hayatınız Sizin Elinizde" mesajı verdi izleyenlere.

Sakin fakat otoriter sesiyle "onu yemeseniz, bunu yapmasanız, şunu içmeseniz daha doğru olur" diyerek karşısına oturan ünlü konuklarını ezdi, büzdü, terletti.

İşe bakın ki Prof. Müftüoğlu'nun anlata anlata bitiremediği Okinawalılar ise aslında "hayatımızın birbirimizin elinde" olduğunu; iyi ve sağlıklı bir ömrün bireysel bir gerçekten çok basbayağı ve açıkça sosyal bir olgu olduğunu ortaya koyuyor.

***

Bana gelince, uzun bir yaşama değil, anlamlı bir yaşama inanıyorum...

Bedenin sağlığı üzerine odaklanmış ve onu yaşam sevgisinden koparıp çileci bir "sağlık sevgisi"ne odaklandıran anlayışları sağlıkçı olsalar bile sağlıklı bulmuyorum...

Alttan alta "hiçbir şeyi fazla dert etme, yoksa bedenin dert üretir" tezine dayalı tuzu kuru yaklaşımlara gelince, fena halde huylanıyorum.

Ancak bunları bir yana bırakıp yine Okinawa'ya dönelim ve soralım: Hepsi bu mu?

Ben Okinawa'yı görmedim. Görmeye de niyetim yok.

Fakat biliyorum ki, basit bir araştırma, hatta internetteki resmi kurumların sitelerine bakmak bile Okinawa'nın başka "sır"larını ortaya döküyor ki, çok ilginç.

Mesela...

Okinawa'da boşanma oranları Japonya'nın diğer bölgelerinden daha yüksek...

Mesela...

Okinawa Japonya'da işsizlik oranının en yüksek olduğu ve işsizliğin ciddi rahatsızlıklar ürettiği bölge.

Ve... Tuhaf! Resmi rakamlar 2004 yılında Japonya'da trafik kazalarına en yüksek oranda rastlanan bölgenin Okinawa olduğunu söylüyor...

Buyrun bakalım, bir de buradan yakın!

Haşmet Babaoğlu / Vatan / 25.05.2006